TBMM Başkanı Kurtulmuş, Afyonkarahisar'da Büyük Zafer'in 102. Yıl Dönümü etkinliklerine katıldı

profile
  • clock 25 Ağustos 2024, 11:14:04 ös
  • Balantı Banoya Kopyalandı
Slide 01
aa

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, Türkiye'nin bugün geldiği noktaya işaret ederek, "Birliğimizi, dirliğimizi, beraberliğimizi, milli dayanışmamızı ve milli kimliğimizi unutmadığımız sürece bu millete 'dur' diyecek ve bu milletin önünü kesecek hiçbir güç Allah’ın izniyle yoktur." dedi.

Büyük Zafer’in 102. yıl dönümü kapsamında gerçekleştirilen Zafer Haftası kutlamaları dolayısıyla Afyonkarahisar'ı ziyaret eden TBMM Başkanı Kurtulmuş, Şuhut’taki Atatürk Evi’nde düzenlenen programa katıldı.

Kurtulmuş, buradaki konuşmasında, 25-26 Ağustos'un 30 Ağustos Zafer Bayramı'na giden yolun başlangıcı olduğunu söyledi.

Büyük Taarruz'un, Türk tarihinin yakın zamandaki en önemli dönüm noktalarından birisi olduğunu belirten Kurtulmuş, "O zor günlerde, o yokluk içinde, atacak kurşunu olmayan aziz milletimiz, 'Ya Allah' diyerek Anadolu topraklarının her yerinden ayağa kalkıp yedi düvele karşı bağımsızlık mücadelesini başlattı. Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere bağımsızlık mücadelesinin öncüsü büyüklerimizi hürmetle, saygıyla yad ediyoruz, ruhları şad olsun." dedi.

Kurtulmuş, büyük mücadelenin, yeniden kurtuluş ve kuruluş mücadelesinin esasında çok dersler barındırdığını dile getirerek şöyle devam etti:

"Milletimizin milli seciyesinin en yüksek noktalarda tezahür ettiği büyük bir mücadeleye bu topraklar tanıklık etti. Büyük mücadelenin ve bu büyük taarruzun gerçekleştirildiği, Yunan'ın denize döküldüğü 9 Eylül 1922'yi başlatan süreç, burada ortaya çıktı. Milletimizin büyük hasletinden dolayı bu mücadeleyi verebildik. İmkanımız, gücümüz olduğu için değil, karşımızdakiler güçsüz ve dağınık oldukları için değil, biz fevkalade büyük milli hassasiyetlere ve milli ruha sahip olduğumuz için kazandık."

"Bu millete asla boyunduruk vurulamamıştır ve vurulamayacaktır"

Milletin, hürriyet ve haysiyetine düşkün bir millet olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, "Bu millete asla boyunduruk vurulamamıştır ve vurulamayacaktır. Bu millet, hürriyetini her şeyden üstte tutan bir millettir. Bu millet için bağımsızlık, hürriyet, varoluşun en temel ögelerinden birisidir. Eğer hür değilseniz, eğer başkalarının tahakkümü altında yaşıyorsanız aslında millet olarak varlığınız yok demektir. Bunu bilen atalarımız o yokluk içinde ortaya çıktılar ve bu büyük mücadeleyi gerçekleştirdiler." ifadesini kullandı.

Kurtulmuş, şunları söyledi:

"Hiçbir şekilde kendisinden başka, kendisinden daha büyük herhangi bir kimseyi tanımaz ve ona itaat etmez. Onun için bu milletin hürriyet ve haysiyet aşkı, kuruluş mücadelemizin en temel unsurlarından birisidir. Burada, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşlarının kurtuluş mücadelesinin önemli dönüm noktalarının karargahı olarak kullandıkları bu mekanda, aslında sadece nasıl kurtulacağız değil, bundan sonra yeni ve taze bir Cumhuriyet olarak nasıl kurulacağız onun da planları yapılmıştır. Biz bir yerde varoluş mücadelesi verirken, diğer tarafta yeniden oluş mücadelesini vermeyi de başarabilmiş bir milletiz. Onun için tarihimizin bu iftihar sayfasını burada, bu kutsal topraklarda sizlerle birlikte kutlamaktan, anmaktan büyük bir memnuniyet duyduğumu ifade ediyorum. Bu aziz millet, bu özelliklerine sahip olarak asla ve asla yıkılmadan, başkalarının önünde eğilmeden kıyamete kadar dünyanın en şerefli milleti olarak yaşayacaktır."

Kurtuluş mücadelesinden bugüne Türkiye'nin geldiği noktaya işaret eden Kurtulmuş, şöyle dedi:

"Bundan birkaç 10 sene evvel neredeyse tabancasının kurşununu dahi dışarıdan almak durumunda kalan Türkiye, bugün dünyanın savunma sanayinde en önemli ülkelerinden birisi haline gelmiştir. Şunu çok rahat söyleyebiliriz ki birliğimizi, dirliğimizi, beraberliğimizi, milli dayanışmamızı ve milli kimliğimizi unutmadığımız sürece bu millete 'dur' diyecek ve bu milletin önünü kesecek hiçbir güç Allah’ın izniyle yoktur."

Konuşmasının ardından Atatürk Evi'ni gezen, anı defterini imzalayan Kurtulmuş, yetkililerden binaya ilişkin bilgi aldı.

Kurtulmuş, daha sonra Zafer Haftası kutlamaları kapsamında temsili atlı birlikleri Büyük Taarruz Karargahı'ndan İzmir'e uğurladı ve kortej yürüyüşüne katıldı.

"Kurtuluş mücadelemiz topyekun bir mücadeledir"

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş, "Aslında kurtuluş mücadelemiz topyekun bir mücadeledir. Cihat meydanında Mehmetçiğin savaşı. Ankara'da devleti yönetmeye talip olanların, yeni bir devleti kurma azmi. Cephe gerisinde evinde, köyünde Mehmetçiğe erzak hazırlayan yiğit Anadolu kadınlarının feraseti, imanı ve çalışkanlığı. Bütün bunların hepsi bir araya gelmiş ve büyük bir kurtuluş destanı başarıyla sonuçlanmıştır." dedi.

Kurtulmuş, Büyük Zafer’in 102. yıl dönümü dolayısıyla Afyonkarahisar'ın Şuhut ilçesinde düzenlenen kutlama programında, büyük mücadelenin kahramanlarından ve öncülerinden Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları ile emeği geçen her bir ferdi minnetle yad ettiklerini söyledi.

Böylesine önemli, tarihi bir günün kutlanması ve anılması gerektiğini ifade eden Kurtulmuş, "Bu tarihi olayları hatırlamak, sadece tarihin sayfalarını okumak ya da tarihin bir kitabını okumak gibi telakki edilmemelidir. Bu, aynı zamanda 30 Ağustos Zafer Bayramı'ndan ve milletimizin milli kurtuluş mücadelesinden çıkartacağımız dersleri de gözden geçirmek için değerli bir fırsat. Buradan dersler çıkaracağız. Aldığımız derslerle ileriye doğru daha güçlü bir ülke olarak, daha büyük bir millet olarak, yürüyüşümüze devam edeceğiz." diye konuştu.

Kurtulmuş, o günün şartlarını, bugünün şartlarıyla değerlendirmenin çok yerinde olmayacağını ifade eden Kurtulmuş, şöyle devam etti:
 

“Bu milletin içinden atamadıkları bir cevher vardı. O cevher de bu milletin milli hasletleridir, milli özellikleridir. Bu milletin inancı, bu milletin göğsündeki hiçbir millette olmayan büyük fedakarlık duygusu ve inancıdır. Bu inanç dolayısıyla, milletimizin temel hasletlerinden olan hürriyet ve haysiyete bağlı kalarak, 72 düvele karşı mücadele etmiş, hürriyetimizden asla taviz vermeyeceğimizi, dünyanın en güçlü ordularına sahip olan müstevlilerine anlatmış, asla başkasının boyunduruğuna girmeyeceğimizi, kimsenin tahakkümü altında olmayacağımızı, yani milli haysiyetimizden asla vazgeçmeyeceğimizi cümle aleme haykırmıştık. Yokluk içerisinde, bir büyük varlıkla mücadele etmiştik. O varlık da dedelerimizin göğsünde var olan imandır, milli şuurdur, milli anlayıştır."

Milleti ileriye doğru, güçlü bir şekilde hazırlamak için dünyanın en önemli, en güçlü ordularına sahip olunması gerektiğini dile getiren Kurtulmuş, "En önemli savunma sanayine sahip olacağız, en iyi eğitimli gençlere sahip olacağız, en iyi üniversitelere sahip olacağız, en güzel mamur şehirlere sahip olacağız ama hepsinden önemlisi dünyanın en inançlı, en güçlü kalbine sahip olan millete sahip olacağız, insanlara sahip olacağız." dedi.

Şehirleri ve medeniyetleri insanların göğsündeki imanın kurduğunu belirten Kurtulmuş, "30 Ağustos Zafer Bayramı'ndan elde ettiğimiz en önemli derslerimizden birisi budur. Hürriyete ve haysiyete aşık olan bu milleti ayakta tutan, emperyalizme ve işgale karşı en önde mücadele etmesini sağlayan, bu özelliğimizdir. Ümit ediyoruz ki kıyamete kadar milletimiz bu özelliklerini koruyacak. Birlik içerisinde, beraberlik içerisinde, toplumsal dayanışma ruhu içerisinde, farklılıklarını gerektiğinde bir tarafa bırakarak, düşman karşısında ‘Ya Allah' diyerek ayağa kalkmayı başarabilecektir. Bunun için her 30 Ağustos'ta, her Malazgirt Meydan Muharebesi'nde, her kurtuluş sayfasını açtığımız destansı mücadelelerden öncelikli olarak bu büyük milli hasletimizi hatırlayarak çıkmak ve ileriye atılmak zorundayız." değerlendirmesini yaptı.

Bu büyük mücadelenin içerisinde, hiç şüphesiz büyük bir askeri dehanın, büyük bir iman ve inancın, büyük bir vatanseverlik ruhunun payı olduğuna dikkati çeken Kurtulmuş, şöyle konuştu:

"En az bunun kadar önemli olan bir başka hususiyet de daha o kurtuluş savaşı günlerinde bir araya gelmiş olan Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin yeri ve önemidir. Türkiye Büyük Millet Meclisi, savaş şartları içerisinde bir taraftan ülkenin kurtuluşunu sağlamak için mücadele ederken, aynı zamanda bu mücadelenin askeri taktiklerinin de konuşulduğu bir mekan halindeydi. Kurtuluşun önemli mekanlarından birisi de Birinci Meclisimizdir. Daha henüz cumhuriyet kurulmamışken, henüz vatan özgürlüğüne kavuşmamışken aslında bir cumhuriyet kurma bilinci ve bir demokrasi anlayışıyla bir araya gelen insanların oluşturduğu o haletiruhiye aslında bu kurtuluş mücadelesinin arkasındaki en önemli hususiyetlerden birisidir.

Meydanlarda mücadele verirken, aynı zamanda Ankara'da Meclis, yeni bir devletin kuruluşunun da çalışmalarını yapıyordu, cumhuriyetin kuruluşunun çalışmalarını yapıyordu. Buradan şunu söylemek istiyorum. Aslında kurtuluş mücadelemiz topyekun bir mücadeledir. Cihat meydanında Mehmetçiğin savaşı. Ankara'da devleti yönetmeye talip olanların, yeni bir devleti kurma azmi. Cephe gerisinde evinde, köyünde Mehmetçiğe erzak hazırlayan yiğit Anadolu kadınlarının feraseti, imanı ve çalışkanlığı. Bütün bunların hepsi bir araya gelmiş ve büyük bir kurtuluş destanı başarıyla sonuçlanmıştır. Tarihi bu şekilde okumak, bütün bu destanlardan ders çıkarmak, yarınlara ilişkin özellikle genç nesillerimizi bu bilinçle yetiştirmek hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu sorumluluktan kaçamayız. En önemli vazifelerimizden birisinin bu vatanseverlik ruhunun, bu milli bilincin, bu toplumsal dayanışma ruhunun evlatlarımıza aşılanmasıdır. Tarihi sayfalarımızı okurken öncelikli istirhamım, bu konularda dikkatli bir şekilde okumalarımızı gözden geçirmektir. Bu ortak şuuru oluşturmaktır.”

TBMM Başkanı Kurtulmuş, ağustos ayının milletin kahramanlık ayı olduğunu anımsatarak, şunları kaydetti:

"26 Ağustos 1071, Anadolu topraklarının milletimize açılışının tarihidir. 26 Ağustos'un ardından dört gün sonra kutlayacağımız 30 Ağustos da milletimizin artık kurtuluşunun tescil edildiği bir tarihtir. Bazılarının maalesef, gayri milli bir anlayışla okuduğu tarih gibi tarih okuyamayız. Yani Selçuklu başka bir şey, Osmanlı başka bir şey, Cumhuriyet bambaşka bir şey değildir. Selçuklu da bizimdir, Osmanlı da bizimdir, Cumhuriyet de bizimdir. Sultan Alparslan da bizimdir, Sultan Fatih de bizimdir, Kanuni Sultan Süleyman da bizimdir, Mustafa Kemal Atatürk ve arkadaşları da bizimdir. Kim bunları ayırmaya kalkıyorsa biliniz ki emperyalistlerin ekmeğine yağ sürüyordur. Bu kadar açık söylüyorum. Kim bunları ayırmaya çalışıyorsa bu milleti bölmeye çalışıyordur."

Kurtulmuş, bu bilinç içerisinde güçlü millet, güçlü devlet parolasıyla her iki alanda da çok güçlü olarak yola devam edileceğini, ilerleyen dönemde Türkiye Yüzyılı'nın, bütün dünyada, Türkiye'nin sözünün güçlü olduğu, kılıcının keskin olduğu bir dönemi ve bir yüzyılı hep beraber milletçe görüp, milletçe yaşanacağını sözlerine ekledi.

Numan Kurtulmuş, konuşmasının ardından Belediye Şehir Stadyumu'nda Kültür ve Turizm Bakanlığı Devlet Halk Dansları Topluluğu'nun gösterilerini izledi.

Kaynaklar

aa

Haberle ilgili daha fazlası:
Yorumlar (0)